31 Mayıs 2010 Pazartesi

Nurhak sana güneş doğmaz! Öldü Sinan, doğdu Sinan

Dört bir yana haber salsam
Öldü desem inanır mı
Dağlar bana geri verin
Kadirimi, Sinanımı


Jandarma kurşunu çaldı
Canımı tenimden aldı
Nurhaka abide kaldı
Dağlar aldı selamımı


Nurhak sana güneş doğmaz
Uçan kuşlar yuva kurmaz
Dökülen kan, yerde kalmaz
Soracağız hesabını


Böyle kalır sanma devran
Yola devam eder kervan
Öldü sinan, doğdu sinan
Omuzladı silahını


"Nurhak"ın üzerinden 39 yıl geçti. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'ndan (THKO) yedi genç beş gün geceli gündüzlü yürüdükten sonra İnekli köyünde dinlenmeye karar vermişlerdi. Dinlenmelerine kalmadı, çatışma başladı.

31 Mayıs 1971'de jandarmayla girdikleri çatışmada Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alpaslan Özdoğan öldürüldü. Mustafa Yalçıner, ağır yaralandı, Hacı Tonak teslim oldu, Ahmet Erdoğan ve Metin Güngörmüş ise kaçmayı başardı.


"Minübüsten inip bakımlı apartmanların arasında yürüyoruz. İleride oldukça büyük bir bahçe içinde kagir ama kişiliği olan eski bir İstanbul evine gözüm takılıyor. 'Bu kadar apartman arasında amma da direnmiş' diye düşüncemi belirtiyorum. Cevabını unutmam imkansız: 'Direniriz Ato, bizim ailenin ömrü hep direnmekle geçti. Gördüğün gibi evimiz de direniyor'. (...) Sonra evi gezdiriyorsun. Her yerde kitaplar, sözlükler, kağıtlar, altı çizilmiş ansiklopediler. Sanki ev değil kütüphane, kardeşin ve baban harıl harıl kitap çeviriyor. Sahi sen kaç yabancı dil biliyorsun be Sinancan?"

Acılara Yenilmeyen Gülümseyişler kitabının yazarı, 68 gençlik hareketinden Atilla Keskin arkadaşı Sinan Cemgil'le anısını böyle anlatıyor kitabında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder