17 Mart 2010 Çarşamba

“Tabut servis”te patron aklandı, suçlu sel!

İstanbul’da selde 8 kadının ölümüne yol açan servisle ilgili bilirkişi raporuna göre kusurun yarısı selden kaynaklanıyor. Firma sahibi “tali derecede”, idare müdürü “az” suçlu, şoför suçsuz.

İstanbul’da yaşanan sel felaketinde insan değil yük taşımak için kullanılan, Pameks Tekstil’e ait servis aracında sekiz kadın işçinin hayatını kaybetmesinde 3 sanığın yargılandığı davaya Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, tutuksuz sanıklar firma sahibi Mehmet Cevdet Karahasanoğlu, İdare Müdürü Ferit Göncü ve şoför Mehmet Oğur katıldı.

Olayla ilgili bilirkişi raporunda, 8 kadının yaşamını yitirdiği aracın insan değil yük taşımaya uygun olduğu belirtiliyor. Aracın kilit mekanizmalarının çalışır durumda olduğu ifade edilen raporda, sel sularının oluşturduğu basınç nedeniyle kilit mekanizmalarının açılmasının mümkün olmayacağı, hatta imkansız hale geleceği kaydedildi. İşyeri sahibi Mehmet Cevdet Karahasanoğlu'nun servis işine uygun araç sağlaması, idare Müdürü Ferit Göncü'nün de aracı servis işinde kullandırmaması gerektiğinin belirtildiği raporda, aracın şoförü Mehmet Oğur'un talimat gereği hareket ettiği ve alabileceği bir tedbir bulunmadığı anlatıldı.

Ancak raporda “kusurun dağıtımında”, sel döneminde AKP’nin açıklamalarını anımsatan bir değerlendirmede bulunuldu. Raporda, olayın meydana geliş şekli itibarıyla doğal afetin ciddi oranda etkisi bulunduğu kaydedilerek, ''Meydana gelen doğal afetin asli derecede, 8'de 4 oranında kusurlu olduğu, sanık Mehmet Cevdet Karahasanoğlu'nun tali derecede 8'de 3 oranında kusurlu olduğu, sanık Ferit Göncü'nün tali derecede 8'de 1 oranında kusurlu bulunduğu, sanık Mehmet Oğur'un kusursuz olduğu, müteveffa işçiler Güldane Çiftçi, Özlem Ünal, Bircan Karataş, Naciye Karadeniz, Nebahat Salkım, Altun Yüksek, Fikriye Özentürk ve Nuriye Can'ın kusursuz oldukları; olayda başkaca kusurlu bulunmadığı, olayda kimsenin kasıt unsur ve davranışının söz konusu olmadığı'' denildi.

YAŞASIN ADALET.
ULAN BU ÜLKEDE 3 YIL BOŞA HAPİS YATANA 6 TL GÜNLÜK TAZMİNAT ÖDENİYOR, ÖLENLERİN YAKINLARI DUA ETSİN, MAHKEMEYİ MEŞGUL ETMEKTEN ALEHTE TAZMİNAT KARARI ÇIKMAMIŞ...

"Katiller zaman aşımında, fikirleri iktidarda"

“Yedi genç, üniversite öğrencisi, yedi pırıl pırıl, namuslu, yiğit insan, okullarından çıkarken, NATO'ya kayıtlı olduğu kanatlanan bomba ve silahlarla öldürüldüler. Katliamın, İstanbul Emniyeti'nin bilgisi dahilinde ve yönlendirmesiyle yapıldığı ortaya çıktı. Katliama ilişkin dava 1978 yılında açıldı ve daha ilk duruşmada katliamın hesabını soran avukatlar sanık sandalyesine oturtuldu. 16 Mart Beyazıt katliamı davası, 2008 yılında zaman aşımına uğratıldı” .

“Katledilen yedi gencin şahsında yok edilmek istenilen, insanların eşit ve hür oldukları, bağımsız, laik ve onurlu bir Türkiye hayaliydi. Katiller; Amerikancılıktan, piyasacılıktan ve gericilikten yana bütün güçlerdir”.

Katliamın amacının “Türkiye'de AKP gibi bir iktidarın tesisi için gereken ne varsa yapmaktır”.

“AKP'nin katillere vefa borcu vardır. AKP, katillere iktidarını borçludur. Bu borcun ödenmesi içindir ki çeteler tasfiye ediliyor, darbecilerin hesabı görülüyor, Türkiye demokratikleşiyor masallarıyla AKP'nin şişirilip, bir AKP giyotinine dönüşen Ergenekon davasının başlatıldığı dönemde, Beyazıt katliamı davası zaman aşımı gerekçesiyle sonlandırılıyor.

16 Mart 1978'i ve Halepçeyi Unutmadık. Unutmayacağız.