27 Temmuz 2010 Salı

Bir ömürde benden

5 Mayıs 1981 tarihi dünya üzerinde bir çok insan için herhangi bir başka günden farksızdır. 26 Haziran 1984 tarihi ülkemizdeki ve dünya üzerinde bir çok insan için herhangi bir başka günden farksızdır. 27 Temmuz 1996 tarihi ülkemizdeki ve dünya üzerindeki bir çok insan için herhangi bir günden farksızdır. Normaldir öyle olması. İnsanlık çoğunlukla uzak ve duyarsız olmuştur. Yakın ve duyarlı olanların önemli bir kısmı ise geçen zamanlarda unutmuşlardır o tarihlerde olanları. 5 Mayıs, 26 Haziran, 27 Temmuz... 1981,1984,1996... Günler farklı, aylar farklı, yıllar farklı... Sizler için öyle, çoğunluk için öyle... Bu tarihlerin bir ortak özelliği vardır o tarihi yaşayanlar, şahitlik edenler, içinde bulunanlar, geçmişinden öğrenenler ve geçmişe sahip çıkanlar için... Biliyorum buraya kadar okuduklarınız sizler için önem değeri taşıyan bir bilgi içermiyor.

Bu yüzden durumu biraz değiştirelim. Bazı isimler ekleyelim yazımıza. 5 Mayıs 1981 Bobby Sands... Hatırladınız mı bu ismi? Çok az kişi evet derken büyük çoğunluk 'hayır' demekte biliyorum. 26 Haziran 1984 Abdullah Meral, Fatih Öktülmüş, Haydar Başbağ ve Hasan Telci... Bu isimleri hatırladınız mı? Yine büyük çoğunluk için cevap aynı : Hayır! O halde 27 Temmuz 1996 için 12 isim yazmama gerek kalmadı değil mi? Nasılsa cevabınız "Hayır, tanımıyoruz, hatırlamıyoruz" olacak! Ama yok yok sadece birisinin ismini yazayım bari; Ayçe İdil Erkmen... Siz hatırlayın diye yazmadım, ben unutamıyorum o yüzden yazdım... Bu yazıyı okuyanlar ve cevabı çoğunlukla 'Hayır!' olanlar en azından bu 'Hayır' cevabınızı bir kez daha kullanın hayatınızda ve 12 Eylül 2010 günü HAYIR diyin! Hatırlamadığınız, bilmek zorunda olmadığınız için tanımadığınız isimler ve tarihler için hayır dediğiniz gibi olmasın tamam mı?

5 Mayıs 1981, 26 Haziran 1984, 27 Temmuz 1996... Bizler zamanla hepimiz unutsak ve hatırlamasak bile birileri asla unutamayacak ve hep hatırlayacak bu tarihleri. Zulümle, tecritle, işkenceyle teslim alamadığı direnişçileri unutamayacak İngiliz emperyalizmine hizmet eden katiller, Amerikan emperyalizmine hizmet eden katiller ve emperyalizmin ülkemizdeki eli kanlı yerli işbirlikçileri bu tarihleri ve bu isimleri asla unutmayacaklar. Unutamayacaklar!

Ya Doğruysa

Hayatımda gördüğüm en baştan savıcı, günü geçiştirip “konuşmadılar” demesinler yaftası yememek için yapılan bir bildiri okuma toplantısıydı dün yapılan. Deloitte temsilcisinin önünde firmasının logolu bir tanıtım kartı olsa, bizim idarecilerin isimleri ünvanları önlerinde yazılı olsa, arkada duvara HBK nın iddialarına cevap olarak belge ve onay asıllarını gösteren bir slayt sunumu yapılsa, konuşmalar okunmak yerine belgeler üzerinden göstere göstere yapılsa…

Deloitte temsilcisi çıkıp “neyi nasıl denetlediklerin, sınırları ve içeriğini anlatsa”.. sonra da iddia edilen durumun aslında iddia edildiği gibi olmadığını gösterse… Murat Özaydınlı “transferi bırakıp gelmiş ya” gelmemiş olsa, izleyici kadrosundan mesela Vedat olcay çıkıp o konuşmayı kağıttan okusa. Ve hepsini geçtim birisi “basılarak kitapçık haline getirilmiş ve postalanmış mali raporu” kongre üyeleri ile aynı anda öğrendiklerini söyleyen Deloitte temsilcisine ve Murat Bey’e ” e kardeşim basılı rapordaki onay neyin nesi o zaman” diye sorsa… Kandırılmaya alıştık. İddia edenler HBK, TK, SS ise camia göz kapalı “hain bunlar zaten” düşüncesiyle hareket ediyor. Ama bozuk saat bile iki kez doğruyu gösteriyor. Ya bu sefer doğruysa, ki aksini gösterecek hiçbir şey açıklanmadı dün! Gelecek sene yaşanması olası hüsranların sebebi belli oldu ama “HBK mali konuda suçladı”… Yoksa şampiyonduk! Transferi bırakıp açıklamaya koşacak kadar komik kurumsal yapımızın bu durumu bana “HBK bu sefer can evlerinden vurdu, telaşa kapıldılar” izlenimi verdi. Yazık oluyor Fenerbahçe'ye. Pardon pardon Fenerbahçe'ye yazık olalı çok oldu artık azizbahçe sarsılıyor.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

KAYISILI YOĞURT PASTASI


Ne iyi etmişim de hep yeni bir şeyler denemişim o gün misafilerime :) Bir aydır cepten yazıyorum resmen. Yazmadığım hala bir kaç tarif var hatta :) Bu beni Ramazan ayına kadar rahat rahat idare eder sanırım.



Bu tarife "Kayısılı Cheesecake" de denilebilir ama cheesecake'e nazaran içi daha yumuşak bir pasta aslında. Tarifi Sofra Dergisi , Haziran 2010 sayısından aldım ancak üzerinde bazı oynamalar yaptım.

1 paket finger bisküvi

100 gr tereyağ

6 adet yumurta

1 kutu süzme yoğurt (Sütaş 750 gr)

1 paket beyaz krem peynir (Pınar Beyaz)

1 su bardağı krema

1,5 su bardağı toz şeker

2 çorba kaşığı un

1 paket vanilyalı puding (Dr. Oetker)

20 adet kayısı

10-15 adet kiraz

pudra şekeri (Servis ederken)

Tabanını hazırlama :

Bisküvileri elimizle parçalayıp, robota koyuyoruz ve un haline gelene kadar parçalıyoruz. Tereyağını eritip un haline gelen bisküvilerle karıştırıyoruz. 26 cm kelepçeli kalıbın tabanına

yağlı kağıt koyup kitliyoruz. Tereyağ bisküvi karışımını kalıbın tabanına bastırarak eşit kalınlıkta yayıyoruz. Bu şekilde hazırladığımız tabanı buzdolabında 30 dk kadar bekletiyoruz.

Kremasını hazırlama :

Yumurta sarı ve beyazlarını ayırıyoruz. Yumurta sarılarını bir kaba alıp, toz şekerle çırpıyoruz.

Karışım krema kıvamına gelince yoğurt, peynir, krema, un ve pudingi ilave edip çırpmaya devam ediyoruz. (Bu aşamada yoğurdun kıvamından vb durumlardan ötürü çok sıvı kalırsa bir kaşık daha un ilave edebilirsiniz)

Kayısıların yarısının çekirdeklerini çıkartıp, robotto püre haline getirip bunu da yumurta sarılarının olduğu karışıma ilave ediyoruz.

Yumurta beyazlarını da bir tutam tuz ile cam bir kapta bıçakla kesilinceye kadar çırpıyoruz. Kıvamını bulunda yumurta sarılarının olduğu karışıma katıp , tahta kaşıkla karıştırıyoruz.

Bunu buzdolabında beklettiğimiz tabanın üzerine döküyoruz.

Kayısıların kalanını ufak ufak doğrayıp hazırlıyoruz. Kirazların da çekirdeklerini çıkarttıktan sonra doğruyoruz. Kayısı ve kirazları una bulayıp karışımın üzerine serpiştiriyoruz.

Pastamızı 180 derecede , önceden ısıtılmış fırında, ortası pişene kadar tutuyoruz. (yaklaşık 1 saat) .

Pişince soğumak üzere buzdolabında bekletiyoruz.

Pudra şekeri serpip servis ediyoruz.

Afiyetle & sağlıkla,