29 Aralık 2009 Salı

Arınç'a suikast için kurulmadılar!


Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla basılan ve aranan Seferberlik Tetkik Kurulu, aslında Türkiye'ye özgü değil. Bu birim, NATO'nun tüm Avrupa'daki örgütlenmesinin bir parçası. Niye kuruldu bu birim?


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast düzenlemek istedikleri iddia edilen iki TSK mensubunun yakalanmasının ardından polis, Ankara’da Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Ankara Bölge Başkanlığı’nı bastı ve burada aramalar yapıyor. Peki ne işe yarar bu Seferberlik Tetkik Kurulu?

1952'den bu yana çeşitli isimler altında faaliyet gösteren Seferberlik Tetkik Kurulu, ülke içindeki birtakım devlet provokasyonlarının örgütleyicisi oldu. Bunların en bilinenlerinden, 1955 yılında Selanik’te Mustafa Kemal’in doğduğu evin bombalandığı iddiasıyla başlayan ve İstanbul’daki azınlıkların mallarının yağmalanmasıyla sonuçlanan 6-7 Eylül olayları için Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, 6-7 Eylül olayları için “Özel Harp Dairesi’nin işiydi ve muhteşem bir örgütlenmeydi” demişti.

Aynı birim, Kıbrıs’ta sayısız kirli eyleme imza atan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurulmasında rol oynayan başlıca aktördü. Ancak, hepsinden önemlisi, bu özel operasyon gücü, ülke içinde sola karşı mücadele ediyordu. Bu birim, ülke içinde sayısız fail-i meçhul cinayeti, bombalamayı, provokasyonu yerine getirdi.

Ancak Seferberlik Tetkik Kurulu, Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı gibi çeşitli isimler taşıyan bu birimlerin sadece Türkiye’de değil, tüm Avrupa’da nasıl aynı zamanda kurulduklarını ve ne işe yaradıkları bazı örneklerle ortaya çıkıyor.

Naziler’den CIA’ya devrolan miras

27 Aralık 2009 Pazar

Büyük katliamın ve direnişin yıldönümü

İsrail Ordusu'nun Gazze kentindeki Filistinlilerin üzerine ölüm yağdırmasının üzerinden tam 1 yıl geçti.


27 Aralık 2008 günü İsrail Ordusu Filistin'e yönelik en kanlı saldırılarından olan "dökme kurşun operasyonu"nu başlatmıştı. Adını İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudilerin çektiği acıları anlatan bir şiirden alan operasyon, Nazilerin Yahudilere yaptığını, İsraillilerin Filistinlilere yapması olarak eleştirilmişti.

Katliam 18 Ocak'ta İsrail'in ateşkes ilan etmesiyle son bulduu ve geride 1417 ölü, harabeye dönmüş 4 bin ev ve sudan bile mahrum bırakılan 400.000 bin Filistinli bıraktı.

Katliamın sorumlusu direniş değil, işgal


Katliamın nedeninin İsrail işgaline direnen Filistinli örgütlerin "taktik hatası" olduğu iddia edildi. Batı Şeria'daki karargahında bir intifadayı önlemekle övünen Fetih Lideri Mahmud Abbas'ın ilk çıkışı da bu yöndeydi. Abbas'a göre Gazzeliler Hamas'ın hatalarının bedelini ödüyorlardı. Daha sonra İsrail'i uluslararası Savaş suçluları mahkemesinden de kurtaran Abbas'ın daha sonra ortaya çıkan haberler ve raporlarla Gazze katliamını önceden bildiği ve İsrail saldırısı altında Hamas'ı iktidardan indirmeye çalıştığı da ortaya çıktı. Haberlere göre o dönem İsrail Başbakanı olan Ehud Olmert ile görüşen Abbas, Batı Şeria'daki toprak paylaşımını bile yapmıştı. Dahası Gazze'de bulunan Fetih üyelerinin İsrail uçaklarına istihbarat sağladığı da ortaya çıktı.

Katliamın gerekçesi Hamas'ın 18 Aralık'ta altı aylık ateşkesi yenilememesi olarak lanse edilmeye çalışıldı. Ancak ateşkes süresi boyunca İsrail Gazze'ye yönelik ablukayı sıklaştırdığı gibi, yerleşim yapımına devam etmiş ve yüzlerce Filistinliyi öldürmekten çekinmemişti. 2005 ve 2007 yılları arasında dünyada metrekare başına düşen insan sayısının en fazla olduğu kentlerden olan Gazze'ye İsrail ordusu top atışı yapmış, bu nedenle 59 Filistinli yaşamını yitirmiş 270 Filistinli de yaralanmıştı. Birleşmiş Milletler Raporları'na göre aynı dönemde bütün Filistin'de 1735 kişi İsrail Ordusu tarafından öldürüldü 8 bin 308 kişi yaralandı.