12 Aralık 2009 Cumartesi

Mahkeme "rahat" karar verdi


DTP'nin kapatma davası, öncesindeki bütün gerilime karşın, Anayasa Mahkemesi'ni zorlamadı. AKP'nin "kapansın" işaretine, Tokat saldırısının karardan bir gün önce üstlenilmesi ve Öcalan'ın "dünyanın sonu değil" açıklaması eklenince "kapatma" kolaylaştı.


Anayasa Mahkemesi 4 gün süren görüşmelerin ardından dün akşam saatlerinde Demokratik Toplum Partisi'ni (DTP) kapatma kararı aldığını açıkladı. DTP hakkındaki kapatma davası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 16 Kasım 2007 tarihinde açılmıştı. Dava açıldıktan 2 yıl 26 gün sonra verilen kapatma kararı oy birliği ile alındı.

Kararı açıklayan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç DTP'nin, eylemleri yanında, PKK ile bağlantıları da değerlendirildiğinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği anlaşıldığından, Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleriyle 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101 ve 103. maddeleri gereğince kapatılmasına oybirliğiyle karar verildiğini söyledi.

Kapatma kararı ile birlikte DTP Genel Eşbaşkanı Ahmet Türk ve Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk'un milletvekillerinin düşürülmesine, Türk ve Tuğluk dahil 37 kişiye 5 yıl boyunca siyaset yasağı getirilmesine ve DTP'nin tüm malvarlığının da Hazine'ye devredilmesine karar verildiği açıklandı.

İddianamede ise Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un yanısıra DTP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Osman Özçelik, İbrahim Binici, Selahattin Demirtaş, Sevahir Bayındır ve Fatma Kurtulan'ın da aralarında bulunduğu 221 parti üyesi için siyasi yasak kararı alınması isteniyordu. Yasak kararı için "ılımlı kanat" olarak nitelendirilen Türk ve Tuğluk'un neden seçildikleri merak ediliyor.



Türk ve Tuğluk'un milletvekilliğinin düşmesi ile 2007 seçimlerinde meclise bağımsız milletvekili olarak girerek DTP grubunu kuran milletvekillerinin sayısı 19'a düştü. Siyasi yasak getirilen 37 isim arasında Leyla Zana, Nurettin Demirtaş, Sedat Yurttaş ve Salim Sadak da bulunuyor.

Kılıç: "Zamanlama düşündürücü değil"

Anayasa Mahkemesi adında kapatma kararını açıklayan Haşim Kılıç gazetecilerin sorularını yanıtlarken "gelebebilecek olası eleştirilere" de şimdiden yanıt vererek şunları söyledi: "Karar yazılana kadar Anayasa Mahkemesi ile ilgili yapılacak eleştirileri şimdiden görüyor gibiyim. Bu kararla ilgili bazı düşünceler ve eleştirilerin olduğunu basın organlarından bizde izledik. Efendim ‘Demokrasi ve insan hakları anlamında tam bir süreç başlamışken böyle bir sürecin bu davanın gündeme alınmasıyla sabote edildiği verilecek kapatma kararının siyasi bir darbe olarak nitelendirildiği ve zamanlamasının da çok düşündürücü olduğu’ ifade edildi. Bu eleştirileri çok haksız ve acımasız olarak değerlendiriyoruz. Bu dava iki yılı aşkın süredir devam etmektedir."



Kapatılsın, kapatılmasın

DTP kapatma davasının görüşüldüğü süreçte AKP'nin DTP'nin kapatılmasına dönük açıklamaları dikkat çekmişti. "Yargıyı etkilemek istemiyoruz" şeklinde başlayan tüm açıklamalar DTP'nin kapatılması gerekliliğine işaret ediyordu.



AKP "açılım" sürecine devam etmek istediğini sık sık vurgularken, bu sürecin engellenmemesi gerektiğini, bu süreci yıpratacak olanların safdışı kalacağını ifade ediyordu.



AKP'nin ABD destekli açılım projesinin yola nasıl devam edeceğinin ABD ziyaretinde "netleşeceği"ne dair yorumlar yapılırken, kapatma kararının Erdoğan'ın ABD ziyaretinin ardından alınması dikkat çekti.



Öcalan "dünyanın sonu değil" demişti

Abdullah Öcalan da geçtiğimiz hafta avukatları ile yaptığı görüşmede DTP'nin kapatılmasını beklediğini ve bunun "o kadar da önemli olmadığı" yolunda açıklamalarda bulunmuş, “DTP kapatılması davasının kararı muhtemelen Cuma günü çıkacakmış. Dünyanın sonu değil, kapatırlarsa da mücadelelerini sürdürürler, yollarına devam ederler. Yine Türkiye’de her kesimden demokratları içine alan demokratik bir yapılanmaya gidilebilir” diye konuşmuştu.



"Karardan bir gün önce açıklama"

Kapatma öncesi yaşanan kritik gelişmelerden bir tanesi ise Tokat olayı idi. Mahkemesi'nin DTP'nin kapatılması istemiyle açılan davayı görüşmeye başlamasından bir gün sonra Tokat'ın Reşadiye ilçesi kırsalında 7 askerin öldüğü bir saldırı gerçekleşmiş ve kararın açıklanmasından bir gün önce de saldırıyı PKK üstlenmişti.



İstanbul, Diyarbakır, Van, Mersin gibi illerde Abdullah Öcalan'ın cezaevi koşullarını protesto etmek için gerçekleştirilen eylemler ve bu eylemlere polisin sert müdahalesi, bir üniversite öğrencisinin eylemler sırasında vurularak ölmesi, DTP binalarına dönük saldırılar da ülkede gerilimin artmasına neden olmuştu.



Türk'ten "umutlu" açıklama

Milletvekilliği düşürülen Ahmet Türk, kapatma kararının ardından parti genel merkezi önünde basın ilk açıklamayı yaptı. Türk "Elbette ki demokratik siyasetin önünü kapatmak bir umutsuzluğu derinleştirir. Bu bir gerçektir, ama biz bütün bunlara rağmen Türkiye'nin bir gün barışı yakalayacağına inanıyoruz. Bizim özlemimiz bu sancılı sürecin uzamaması, herkesin yeniden düşünmesi ve gerçekten Türkiye'de halkları kucaklaştıracak bir anlayışı egemen kılmak için çaba göstermesidir" dedi.



Gazetecilerin "sine-i millete dönmek" ile ilgili açıklamalarını hatırlatması üzerine de, "Arkadaşlarımız tahmin ediyorum ki bu konudaki dilekçelerini Meclis'e ulaştıracaklardır" karşılığını verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder