5 Ekim 2009 Pazartesi

Ayakkabı (Bis) !


Bağdat’tan sonra Istanbul’da da bir gazeteci bir iktidar temsilcisine ayakkabı fırlattı. Gazeteci esas olarak ne iş yapar? Yapmalı? Son dönemlerde gazeteciler haber yapmak yerine neden daha çok haber olmayı tercih ediyor acaba?
Birgün gazetesi politika editörü Selçuk Özbek’in 1 Ekim Perşembe günü Bilgi Üniversitesindeki bir toplantıda İMF Genel Müdürü Dominique Strauss-Kahn’a (DSK) ayakkabı fırlatması hem siyasi hem de gazetecilik etiği açısından tartışmaya yol açtı.
Siyasi açıdan bakıldığında, şiddet içermeyen her türlü tepkinin, protestonun demokratik ortamda hoşgörüyle karşılanması, bunun doğal, olağan, hatta yasal ve meşru olduğunu kabul etmek gerekir.
Dünyada her gün bu tür eylemler yapılıyor. Muhalifler, protestocular karşı oldukları kişi ya da kurum temsilcilerine kremalı pasta, çürük yumurta ya da boya atıyor. Özellikle Batı ülkelerinde bu tür eylemler bazen haber bile olmuyor. Eylemci, mağdur tarafından şikayet edilmezse gözaltına bile alınmıyor. Protestoya uğrayan da, üstünü başını temizleyip işine devam ediyor.
Ne var ki, bu son olayda, ‘Türk misafirperverliğine yakışmadı’, ‘Bu bir saldırıdır’, ‘DSK aslında sol kökenli bir yöneticidir’ ya da ‘Global bir başkent olarak Istanbul’un imajı bozuldu’ gibi itirazlar öne sürenler, milliyetçi ve muhafazakar görüşleri ya da garip solculukları nedeniyle demokratik bir hakkı görmezden geliyor.
Kimi yorumlarda, protesto eyleminin yeteri kadar orijinal/yaratıcı olmadığı hatta taklit olduğu hatırlatılıyor. Bazıları ise bu tür bireysel ve kahramanvari eylemler yerine kitlesel protestoların önemine dikkat çekiyor. Bence haklılar.


Gelelim şimdi işin gazetecilik etiği açısına:

Ayakkabıyı fırlatan kişinin gazeteci olması konuyu farklı ele almamızı gerektiriyor. Birgün gazetesi Yazı İşleri Müdürü Selami İnce, Perşembe akşamı TRT 1’de yayınlanan ‘Medya Müfettişi’ programında, protesto eylemini gazete olarak da onaylayıp desteklediklerini söyledi. İnce, ‘Selçuk Özbek’in politika editörü olmasına rağmen, bu toplantıyı bizzat izlemek istediğini’ söyledi. Bir başka haberde ise Özbek’in iki gündür izinli olduğu belirtiliyordu. Selçuk Özbek, olaydan sonra yaptığı açıklamada, olayın ‘spontane olarak’ geliştiğini belirtti. Önceden bir hazırlığı olmadığını söyledi. Ne var ki, salonda, ayakkabı fırlatma olayının hemen ardından, bir genç kızın pankart açmaya çalıştığını gördük. Genç kız ile Özbek’in aynı siyasi grubun üyeleri olduğunu da öğrendik.
....................yazının devamı ve tamamı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder